İçeriğe atla

Mah Roc Blog

Bangkok Bienali’nden notlarım

Kumaşlar yalnızca tekstil için mi? Tabii ki hayır! Nasıl giyinerek tarzını yansıtıyorsan, sanatçılar da kumaşlarla kendi dünyalarını ifade ediyor. Bugünkü yazım, size ilham vermek için geliyor! Şu an Bangkok’tayım ve tek başıma bienali geziyorum. Gözlerim rengarenk eserlerin üzerinde, her detayı dikkatle inceliyorum. Sanatçıların kullandığı şekilleri ve renkleri anlamaya çalışırken, düşüncelerim beni bambaşka yerlere götürüyor. Eserleri yorumluyor, kendi dünyamı onların diliyle yeniden yaratıyorum. Elime bu malzemeler geçse neler yapardım, bir sonraki koleksiyonuma nasıl ilham alırım diye notlar alıyorum. Fotoğraflar çekiyorum. Evet, buradan kesinlikle bir şey çıkarırım. Topladığım fikirlerle Sri Lanka’ya dönüyorum şimdi. Bu yazı da yolculuğum sırasında sana ulaşıyor. Ben yeni koleksiyonlar üzerinde çalışırken belki sen de mevcut koleksiyonlarımızı incelersin! Umarım onları, aynı tutkuyla yarattığım gibi, sen de tutkuyla keşfedersin.x Roksan

Devamını oku

Mah Roc x Kurtaran Ev

Sevgili Dostlarımız, Size çok özel bir hikaye anlatmak istiyoruz; bu koleksiyonu yaratmamıza ilham veren bir hikaye! Hikayemizin kahramanı, adını duyduğunuzda gülümsemenizi sağlayacak bir dostumuz: Gufi. Tam yedi yıl önce, sokaklarda terkedilmiş ve acil bir yuvaya ihtiyaç duyan Gufi'yi ailemize kattık. İlk gününden itibaren, evimizin neşe kaynağı oldu. Gufi'nin hayat hikayesi, bugün sahipsiz dostlarımıza duyduğumuz sevgi ve sorumluluğu pekiştirdi. Palazzo Fabric'ten gelen renkli kumaşlar, tam da Gufi'nin enerjisini yansıtıyor. Bu özel koleksiyonu oluştururken, Gufi'nin hayatına dokunan herkesi düşündük. Duygusal bir bağ kurduğumuz bu koleksiyonun satışlarının bir kısmını, Gufi gibi yardıma muhtaç dostlarımıza yardım eli uzatan Kurtaran Ev'e bağışlama kararı aldık. Çünkü biliyoruz ki, ülkemizde binlerce Gufi gibi sevgiye ve korumaya muhtaç hayvan var. Siz de bu özel koleksiyonu satın alarak, Kurtaran Ev'e destek olabilir ve bir hayvanın hayatına dokunabilirsiniz. Her bir alım, bir dostumuzun daha güvenli bir yuva bulmasına katkıda bulunacak.   Teşekkür ederiz!

Devamını oku
Efes Antik Kent

Efes Antik Kent

Selam! Bugün sana Selçuk'tan ulaşıyorum. Bir konuk sanatçı programı için buradayım. Belirlediğimiz yerlede okumalar yapmak, yazmak için bir çalışma ve paylaşım programı diyebilirim. İlerleyen haftalarda daha detaylı paylaşacağım ama Efes Antik Kent'i gezerken gözüme çarpanlar daha önce gitmediğim bir yeri tasarımlarımıza bir şekilde yansıttığımızı hissettirdi bana o yüzden kısaca anlatmak istiyorum burası beni neden etkiledi. Efes Antik Kenti, efsanelere ve bulgulara göre kadınlar tarafından özellikle inşa edilmiş bir kent olarak bilinmemekte. M.Ö. 6. yüzyıla kadar giden hikayelerde Efes'in kuruluşu ve erken tarihine dair birçok farklı hikaye ve efsane bulunduğunu biliyordum aslında. Yine de, Amazon kadınları gibi savaşçı kadın topluluklarına dair mitolojik öyküler veya efsaneler var, efsanelerde bu kadınları gücü ve savaşçı ruhu tasvir ediliyor buranın kuruluşunda. İçeri girip yürürken motifler etkiliyor beni, ilerledikçe basit bir çiçek deseni adeta kocaman yapılara dönüşüyor sanki bir işlemenin devamlı gelişmesi gibi. Çok sevdiğim motifleri buralarda görmek ve bir tarihi dışarı yansıtmak iyi geliyor bana. Buranın tarihinden çok yürüdükçe anın tadını çıkarıyorum. Gittiğiniz yerlerde önce hissettiklerinizi deneyimlemenizi tavsiye ederim.

Devamını oku

Greenwashing yapan hızlı moda markaları...

Selam!! Ben İlke! Geçen hafta bahsetmiş olduğumuz gibi bu hafta yeşil aklama örneklerini birlikte inceliyoruz. Adını duyduğun veya duymadığın fast fashion markaları aslında ne kadar doğruyu söylüyor, ne kadar masumlar hadi gel birlikte bakalım.  

Devamını oku
Nedir bu GREENWASHING?!?

Nedir bu GREENWASHING?!?

"Şirketlerin olmadıkları halde böyle gözükmeye çalışmalarının arkasında yatan en büyük etkenlerden biri ise moda sektörünün dünyaya etkisi konusunda bilinçlenen tüketicinin ilgisini çekmek. Aslında bir nevi kendilerini “daha yeşil ve masum...” 

Devamını oku
Bali'ye yolculuk!

Bali'ye yolculuk!

Bali'ye bir seyahat düzenlemeyi düşünüyorsanız, öncelikli durağınızın Ubud olmasını tavsiye edebiliriz. Ubud'a ayak bastığınızda yok sayamayacağınız şeylerin başında şehrin kokusu, halkın mutluluğu ve yerleri süsleyen frangipaniler geliyor... Bali'lilerin göz alıcı geleneklerinden biri olan "canang" yani adak adamak her sabah tütsü eşliğinde çiçeklerle kaldırımları süslüyor. Her evin önünde görülebilecek bu küçük adaklarla halk öncelikle güne şükran sunup dileklerini dileyerek başlıyor ve canangdaki tütsüler ve bu atmosfer de şehrin genel kokusunu oluşturuyor. Ubud'un merkezine çıkan ara sokaklardan yürürken evlerin görkemli kapıları gözünüze ilişebilir, başka bir boyuta açılır hissi veren bu kapıların ardında "Ganesha" yani Hinduizm'deki en bilinen Tanrı temsillerinden birini görmeniz muhtemel. Kapıların bu kadar ihtişamlı olmasının sebebi ise spiritüel dünya ile fiziksel dünya arasındaki kutsal geçişi temsil etmeleri. Sokaklarda yürürken sürekli kendinizi başka dünyalardan geçiyor gibi hissetmenizin sebebi bu olabilir. Bali'nin en popüler kapısı diyebileceğimiz yer ise "Gate of Heaven Lempuyang Temple". Sosyal medyada bol bol görmüş olabileceğiniz bu kapı için saatlerce sıra beklemek gerektiğini söylememiz gerekiyor, eğer fotoğraf çektirmek konusunda o kadar da hevesli değilseniz vaktinizi burada harcamakla ilgili bir kez daha düşünebilirsiniz. Ubud'un başka deneyimler sunarken dinginlik ve sükûnet sunduğunu söylesek doğru olmaz, şehir trafiği özellikle de scooterlarla dolu ve oldukça kaotik ancak bu karmaşanın içine entegre olduktan sonra kendinizi çok kısa zamanda yolların kenarındaki inanılmaz doğayı izlerken bulacağınıza eminiz, ayrıca Bali'nin çok güvenli bir şehir olduğunu da belirtmekte fayda var. Halk ve turistler uyum içinde yaşamanın yolunu bulmuşlar ve kendinizi kesinlikle çok güvende hissedeceğiniz bir ortam olduğunu söyleyebiliriz. Yine sosyal medyada sıkça karşınıza çıkabilecek, ama Ubud'da mutlaka görmeniz gerektiğimiz kutsal alanlardan biri ise "Tirta Empul Temple" yani kutsal su tapınağı. Uzun bir sıra ile karşılaşmanız muhtemel olsa da su tapınağında geleneksel bir ibadet deneyimi yaşayabilirsiniz. Şehrin spiritüel ambiyansını hissetmek için yoga yapıyor olmanız gerekmiyor, ancak "Alchemy Yoga Center"da tek ders ücreti vererek dilediğiniz bir dersi seçerek harika bir deneyim yaşayabilirsiniz. Ardından stüdyonun tam karşısında yer alan yine aynı isimli kafede birbirinden çeşitli vegan seçeneklerle lezzetli bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Daha farklı bir deneyim yaşamak ve içsel bir yolculuğa çıkmak ilginizi çekerse, tüm detaylarıyla sizi başka bir boyuta götürme yolunu açan "Pyramids of Chi"de "Ancient Sound Healing" seansına katılabilir ve ses meditasyonu deneyimleyebilirsiniz. Su kenarında olmazsam olmaz diyenlerdenseniz, Bali'nin güneyinde yer alan Canggu'ya birkaç gün ayırmanızı tavsiye ederiz. Burada Ubud'un geleneksel dokusundan farklı olarak daha multikültürel bir hava sezebilirsiniz. Ayrıca sokakta yürürken kimlerin surf için burada bulunduğunu da ayırt etmek hiç zor değil :) Dalga surfu dersi alarak okyanusun keyfini çıkarabilir ve plajlarda dinlenme fırsatı bulabilirsiniz. Bali seyahatiyle ilgili kısa bir öneri vermek gerekirse, geleneksel deneyimleri ve yakındaki turistik alanları keşfetmek için Ubud'a daha uzun vakit ayırıp deniz kenarı alanlarını da yavaşlamak, rahatlamak ve eğlenmek için değerlendirebilirsiniz. Seçtiğiniz deneyimler ne olursa olsun, Bali'nin insanı özgürleştiren pozitif atmosferini hissederek bambaşka bir deneyim yaşayacağınızı garanti edebiliriz :)  

Devamını oku
POLYESTER: İyi bir dostumuz mu yoksa kötü bir düşmanımız mı?

POLYESTER: İyi bir dostumuz mu yoksa kötü bir düşmanımız mı?

Ne giydiğini biliyor musun? Haydi, bilmiyorsan gel seninle kısa bir yolculuğa çıkalım! Nedir bu polyester görelim tanıyalım. Her şey bir atomla başladı…Neyse o kadar geriye gitmeyelim. Kısaca polyesterin üretim yolculuğu şu şekilde: petrol yeryüzünden çıkarıldıktan sonra büyük borularla rafinerilere taşıyor. Orada sıcaklık, yüksek basınç, çözücüler ve katalizörlere maruz kalarak küçük moleküllere ayrılıyor. Birkaç kimyasal sürecin ardından PET (polietilen tereftalat) oluşuyor. Buraya bir de not düşelim öyleyse: PET aynı zamanda plastik şişelerin de üretiminde kullanılan plastik türü). Yani biz o zaman plastik şişe mi giyiyoruz? Tam olarak değil, ama plastik şişelerin geri dönüştürülerek polyester haline gelmesi ve kıyafetlerimizin üretilmesi mümkün ve sektörde uygulanan bir süreç. Neyse, biz yolumuza devam edelim. Polimerizasyon süreciyle PET’in oluşmasıyla ortaya çıkan sıvımsı madde plastik parçacıklar haline getiriliyor. Polyester liflerini yapmak için bu parçacıklar eritiliyor, birkaç işlemden geçiyor. Bu lifler polyester ipliğine dönüştürülüyor,  makaralara sarılıyor ve artık kumaş olarak dokumak için hazır. Sonrasındaysa polyesteri giydiğimiz kıyafetlerde, kullandığımız aksesuar ve ev ürünlerinde ve daha birçok yerde görüyoruz. Kıyafetinin etiketine baktığında kıyafetinde kaç oranda polyester kullanıldığını görebilirsin. Genellikle giydiklerimiz yüzde yüz polyester olmuyor; yün, keten ve pamuk gibi doğal liflerle karıştırılarak kullanılıyor.      Bu kadar bizimle iç içeyse “e iyidir o zaman” diye düşünüyor insan. Buraya bir rapordan elde edilen sonucu da ekleyelim. Polyester dünyada en çok kullanılan lif türüymüş. Bu pazarın yarısını ve sentetik liflerin de yüzde 80’ini oluşturuyormuş, baktığımızda gerçekten de büyük bir oran. Tabii giydiğimiz kıyafetlerde sıkça kullanılması boşuna değil çünkü birçok avantajı var polyesterin, ama çevreye ve canlılara verdiği zararı da göz ardı edemeyiz. Biz burada polyesterin aydınlık ve karanlık yüzlerinden kısaca bahsedelim, iyi mi kötü mü orasını senin kanaatine bırakalım. Polyesterin hikayesi 1900’lü yıllarda başladı, 1950’lerdeyse tekstilde kullanımı arttı. “Mucizevi kumaş” dediler 1970’lerde çünkü 65 gün boyunca ütülenmeden giyilebiliyordu. Şimdi de durum böyle, çünkü polyester kırışmaya dayanıklı. Bunun yanı sıra hafif, çabuk kurur, kolay şekil verilebilir, doğal liflere kıyasla (örneğin pamuk) daha kolay renk alır, lekeye dayanıklı olduğundan kolaylıkla temizlenebilir ve mantar, küf gibi organizmalardan etkilenmez. Markaların tercih etmesi boşuna değil, tabi onların en önemli tercih sebeplerinden biri ise ekonomik oluşu ve doğal liflere kıyasla daha kolay elde edilebilmesi. Polyestere bir de karanlık tarafından bakalım. Polyester, yenilenemeyen bir kaynak olan petrolden üretilen sentetik bir lif ve doğada doğal olarak çözünebilir değil. Polyesterin üretimi için yüksek miktarda enerji kullanılıyor, aynı zamanda üretimi sırasında milyarlarca kg CO2 salınımı oluyor. Analizlere göre üretilirken kullanılan su miktarı doğal liflere kıyasla daha az ama suyu kirletici özelliği azımsanmayacak kadar fazla. Evinde polyester içeren kıyafetini yıkadığında suya yüklü miktarda plastik mikrofiber salınıyor. Dünya genelinde tekstil ürünlerinin yıkanması sonucuysa yılda yaklaşık 50 milyar plastik şişeye denk miktarda mikroplastik okyanuslara karışıyor. Bu kirlilik sadece sudaki yaşamı değil aynı zamanda soluduğumuz havayı, hayvanların, bizlerin ve diğer canlıların yaşamını etkiliyor. Polyesteri az çok tanıdık. Şimdi birlikte düşünelim, acaba polyester iyi mi kötü mü? İyi veya kötü damgası vurmak diğer sentetik ve doğal liflerle karşılaştırmadan adil bir sonuç olmayabilir belki de. Zaten her şeyde olduğu gibi polyesterin sağladığı avantajlar ve dezavantajlar bir arada bulunuyor. Ama en azından artık giydiğimiz kıyafetlerin nereden geldiğinin ve etkilerinin bilincindeyiz, polyester artık bizim için bir yabancı değil.     Sevgiler  İlke

Devamını oku
Minimalizm Nedir?  Tüketim çılgınlığında MİNİMALİST YAŞAMAK!

Minimalizm Nedir? Tüketim çılgınlığında MİNİMALİST YAŞAMAK!

Minimalizm felsefesi kısaca “az tüketim çok huzur”. Her şeyin çılgınca tüketildiği bir devirde az tüketmek ne kadar mümkün? Sanki kulağımıza durmadan fısıldanıyor “Bunu da al, şunu da…”. Peki bizi gerçekten mutlu eden şey bu mu, aldığımız onca ürün bize gerçekten mutluluk veriyor mu? Belki de çözüm daha azıyla yetinebilmekte, ne dersiniz minimalist yaşamayı biraz yakından tanıyalım mı? Bize gerçekten fayda sağlayabilecek, daha sade ve işlevsel ürünler tercih ederek hem manevi hem de ruhsal karmaşadan az da olsa kurtulabiliriz. Odağımız sadece gerekli şeylerde olur böylelikle. Peki minimalist bir yaşam için ne yapabilirsin? Bunlar küçük adımlarla mümkün.  Daha az satın alabilirsin. İhtiyacın olmadığın bir şeyi fark ettiğinde “Yeter!” deyip durabilmeyi öğren. Kıyafetlerini kategorilere ayırabilirsin, ister mevsimine göre ister rengine ister de ortamına göre. Böylelikle aslında neye ihtiyacın olup olmadığının farkına varabilirsin. İhtiyacın olmayan şeyleri elinden çıkarmayı dene. Peki bunu nasıl yapabilirsin. Kendine şu birkaç soruyu sormayı deneyebilirsin: Bu eşyayı ne sıklıkla kullanıyorum? Bu eşyanın benim için önemi ne, olmaması veya olmasının benim hayatımda etkisi ne? İlerleyen zamanda bu ürüne ne kadar ihtiyacım olacak? Bir bak bakalım, minimalist yaşamaya başladığında ne kadar da hafiflemişsin. İnsanın fazlalıklardan (maddi ve manevi) kurtulduktan sonra “Ohh be!!” demenin verdiği rahatlama ne de hoş.   xx İlke Öncü

Devamını oku
Bağışlarımız Türkiye'ye...

Bağışlarımız Türkiye'ye...

Toplum olarak geçtiğimiz bu dönemde acımızı hafifletmenin kolay bir yolu yok. Birlik olmanın verdiği, belki benzer düşüncelerle daha fazla kolektif olmaya ihtiyacımız olan bir zaman dilimindeyiz. Başladığımız ilk günden beri dilimiz hep daha fazla birlik olmaya, değerlerimiz bizimle aynı yolda yürüyen herkesin hikayesini paylaşmaya, ilham olmaya ve ilham almaya dayandı. Sri Lanka'da kadınlardan oluşan üretim ağına destek olduğumuz 3 sene boyunca bizi hiç yanlız bırakmadınız. Bir çoğunuz gönlünden geçerek aldığı çantalara ekstra bağış ekleyerek satın alım yaptınız. İyi ki varsınız! Bundan sonra bağışlarımızı köklerimize çevirmenin tam zamanı. Bugünden sonra planlarımız daha fazla kişinin hayatına dokunmaya, yardımlaşmanın farklı yollarını aramaya doğru yol olacak. Topraklarımız birbirinden farklı kültürlere, çatışmalara, savaşlara barışmalara ev sahipliği yaptı, yapmaya devam edecek ondan hiç şüphemiz yok.  Biliyoruz ki yaşanılan, yaşadığımız  acının tarifi yok. Yalnız bırakılmanın tarifi yok. Kayıpların telafisi yok. İyi düşünmek, özveri ile ilerlemek, önlemimizi almak, elimizden gelenlerin sürdürülebilirliğini sağlamak bizim görevimiz. Satılan her çantanın gelirinin bir kısmını seçmiş olduğunmuz STK' lara aylık olarak, ay sonlarında bağış yapmaya devam edeceğiz. Bu süreçte dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu gördüğümüz, emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Zamana yaydığımız planlarımız paylaşmaya devam edeceğiz. 

Devamını oku
2023'te kendimize hatırlatmamız gereken bilgiler

2023'te kendimize hatırlatmamız gereken bilgiler

Bizler geçmişimizden ibaretiz. Evet. Bir derdim var. O da birilerinin attığını en güzel hala getirmek. Trend olsun diye değil. Hikayesi olduğu için, zorunda olduğumuz için.. Amacımız;  tasarladığımız çantalar bizi bir araya getirsin, anlatmak istediklerimizi iddialı kelimeler anlatmasın diye. 

Devamını oku
Sürdürülebilir Moda Mutfağı

Sürdürülebilir Moda Mutfağı

Doğayla çok daha iç içe olmak, doğayı anlamak, ona zarar vermemek ve belki de işin en derininde ona verdiğimiz zararın kendimize verdiğimiz zarar olduğunu fark etmek. Bu yüzden doğayla olan kavgamızı bitirmek, ona karşı yaptığımız her hareketin iyi-kötü kat ve kat karşılığını alacağımızın bilincinde olarak hareket etmek gerektiği ortada…

Devamını oku
Mini ile seyahatler : Berna ile Gürcistan!

Mini ile seyahatler : Berna ile Gürcistan!

Seyahat ederken gideceğin yerin önceliği nedir? Vizesiz olması mı, uygun olması mı, yoksa yepyeni bir kültür mü?  Berna bu kriterleri bir araya topladı ve sana bir rehber hazırladı. Buranın para birimi euro değil. Sovyet birliğinden kalan bu ülke, özellikle Tiflis yeni ile eskini birleşimi.  TİFLİS :    Hangi bölgede kal? Old Tbilisi  Rustaveli Avenue Sololaki Nerde kal? - Dünyanın en iyi hostellerden biri Fabrika’yı şiddetle öneriyorum. Nerde ye? Kahvaltı / Öğlen :Kikliko, Entrée,  BakeryCafe, Stamba Akşam: Shavi Lomi, Keto and Kote, Lolita, Fabrika Cafe, Liiteria Gece hayatı: Mutant,  RadioLeft,  BankSmall, Moves Müze / Sanat gezisi : Palace ,Fotografia, MOMA,  Tbilisi Botanik Bahçesi   Haftasonu kaçamağı KAZBEGİ:  Kayak merkezi Gudauri'ye yakın ve trekking için gidilen dağ.  Rusya’ya 10 kilometre uzaklıkta yer alan dağlarla çevrili bir tatlı bir kasaba. Nereyi gör?  Design hotel Rooms manzarası.  Kazbegi Gergeti Kilisesi yolu.    Tiflis’ten Kazbegi’ ye tek şeritli, bol virajlı ama aşırı güzel manzaralar sunan yoldan yaklaşık 3 saatte gidip doğanın keyfini çıkarmayı unutma..

Devamını oku